Skip to content

Türkiye’de finansal sistemin güvenilirliğini artırmayı hedefleyen Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun yeni kararı, 1 Ekim 2025 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Bu düzenleme, şirketlerin bağımsız denetim yükümlülüklerini yeniden tanımlıyor ve denetim kapsamını genişletiyor. Artık finansal büyüklüğü, ciro hacmi veya çalışan sayısı belirli bir eşiği geçen her sermaye şirketi denetime tabi olacak.

Ekonominin hızla değiştiği bu dönemde, karar yalnızca mali bir yükümlülük değil, kurumsal itibarı güçlendiren bir şeffaflık adımı olarak görülüyor.

Bağımsız Denetimin Amacı: Güven ve Hesap Verebilirlik

Kurul’un öncelikli hedefi, finansal bilgilerin doğruluğunu ve şirketlerin kamuya karşı hesap verebilirliğini artırmak.
Yeni ölçütlerle birlikte, özellikle orta ölçekli şirketler de denetim sisteminin bir parçası haline geliyor. Bu sayede sadece büyük holdingler değil, reel sektörün omurgasını oluşturan işletmeler de kurumsal yönetim çerçevesine dahil ediliyor.

Kısacası 2025, denetimin yalnızca bir kontrol süreci değil, kurumsal gelişim aracı olarak konumlandığı bir yıl olacak.

Yeni Kriterler: Kimler Denetime Tabi Olacak?

Yeni karara göre;

  • Aktif toplamı 75 milyon TL ve üzeri olan,
  • Yıllık net satış hasılatı 150 milyon TL’yi aşan,
  • 150’den fazla çalışanı bulunan şirketler,
    bağımsız denetim kapsamına giriyor.

Bu üç kriterden en az ikisini arka arkaya iki hesap döneminde sağlayan firmalar, Kamu Gözetimi Kurumu (KGK) denetimine tabi olacak. Enerji, inşaat, finans, teknoloji ve üretim sektörlerindeki şirketlerin büyük bir bölümü artık bu sistem içinde yer alacak.

Neden Önemli?

Bağımsız denetim, yalnızca finansal tabloların doğruluğunu garanti etmez; aynı zamanda yatırımcı güveninin temelidir. Şeffaf raporlama kültürü, hem uluslararası iş birliklerini kolaylaştırır hem de şirketlerin uzun vadeli finansmana erişimini güçlendirir.

Bugün küresel yatırımcıların ilk baktığı şey bilançonun büyüklüğü değil, şeffaflık skorudur. Yeni Kurul Kararı, Türkiye’nin bu alandaki uluslararası rekabet gücünü destekleyecek bir hamle olarak değerlendiriliyor.

Kısa Vadeli Yük, Uzun Vadeli Kazanç

Şirketler için bu yeni sistem, ilk etapta idari bir yük olarak algılanabilir.
Ancak uzun vadede kazandırdığı fayda tartışılmaz:

  • Finansal hataları erken fark etme,
  • İç kontrol sistemlerini güçlendirme,
  • Kurumsal sürdürülebilirliği artırma,
  • Paydaş güvenini pekiştirme.

Kurumsal dünyada şeffaflık = güven, güven = sürdürülebilirlik denkliği, hiç olmadığı kadar belirginleşiyor.

Kurumsal Dönüşümün Yeni Dili: Denetim Kültürü

Bağımsız denetim artık sadece “denetlenmek” değil, denetim kültürünü benimsemek anlamına geliyor.
Şirketler, finansal raporlamada doğruluk kadar hikâyelerini nasıl anlattıklarını da düşünmek zorundalar.
Denetim raporları, paydaşlarla kurulan iletişimin en görünür yüzü haline geldi.

Kurul’un 2025 kararları bu anlamda yalnızca teknik bir düzenleme değil; kurumsal iletişim ve itibarı yeniden tanımlayan bir eşik.

Şeffaflık, Yeni Rekabet Gücü

1 Ekim 2025 tarihli Kurul Kararı, Türkiye’de finansal raporlama kültürünü yeniden şekillendiriyor.
Bu yeni dönemde başarılı olacak şirketler, sadece doğru rakamları yazanlar değil; doğru davranış biçimini benimseyenler olacak.

Şeffaflık artık bir tercih değil, bir strateji.
Bağımsız denetim bu stratejinin en güvenilir temeli.
Kurumsal yönetimden iletişime, yatırım ilişkilerinden sürdürülebilirliğe kadar her alanda etkisini hissettirecek bir değişimin başlangıcındayız.