Bağımsız Denetim Nedir? Ne Amaçla Yapılır?
Bir şirketin mali tablolarını hazırladığını ve yatırımcılara sunduğunu düşünün. Bu tablolar şirketin varlıklarını, borçlarını, karlılığını gösteriyor. Veriler gerçekten doğru mu? Yatırımcı, ortak veya devlet açısından bilgilerin doğruluğu kritik. İşte “bağımsız denetim” bu noktada devreye giriyor.
Bağımsız denetim, şirketlerin finansal tablolarının uluslararası muhasebe standartlarına ve yasal düzenlemelere uygunluğunu kontrol eden profesyonel bir süreç. Denetim kuruluşları tarafından yapılan bu inceleme, şirketin mali yapısını tarafsız bir gözle değerlendirir. Böylece yatırımcılar, kamu kurumları, çalışanlar ve hatta tüketiciler için şeffaflık ve güven tesisi sağlanır.
Bağımsız denetimin temel amacı, finansal bilgilerin doğruluğunu teyit ederek kurumların güvenilirliğini artırmaktır. Bu sayede piyasa istikrarı korunur, riskler önceden tespit edilir ve olası krizlerin önüne geçilir.
Hangi Şirketler Bağımsız Denetime Tabi Olur?
Bağımsız denetim yalnızca büyük şirketleri değil, belirli kriterleri karşılayan her ölçekteki sermaye şirketlerini kapsar. Hangi şirketlerin bu kapsama gireceği Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Cumhurbaşkanlığı kararlarıyla belirlenir.
Türk Ticaret Kanunu’na Göre Denetim Zorunluluğu
6102 sayılı TTK’nın 397. maddesi, sermaye şirketleri için bağımsız denetimi zorunlu kılar. Özellikle anonim şirketler ve büyüklüğü belirli sınırları aşan limited şirketler için bu denetim bir zorunluluktur.
Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle her yıl güncellenen eşik değerler, hangi şirketlerin bu yükümlülüğe gireceğini netleştirir. Bu düzenlemeler, ekonomideki genel büyüme ve sektör dinamikleri göz önünde bulundurularak yapılır.
Kapsama Giren Şirket Türleri
Bağımsız denetim kapsamına giren başlıca şirket türleri şunlardır:
– Halka açık anonim şirketler,
– Bankalar, faktoring şirketleri, finansal kiralama kuruluşları,
– Sigorta şirketleri ve bireysel emeklilik şirketleri,
– Sermaye piyasasında faaliyet gösteren yatırım kuruluşları,
– Enerji ve altyapı alanında faaliyet gösteren büyük ölçekli kamu hizmeti şirketleri,
– Yukarıda belirtilen finansal ve sayısal kriterleri sağlayan her sermaye şirketi.
2025 Yılı Güncel Kriterleri
Kamu Gözetimi Kurumu (KGK) tarafından 2025 yılı için belirlenen güncel eşik değerler şunlardır:
– Aktif toplamı 75 milyon TL veya daha fazla,
– Yıllık net satış hasılatı 150 milyon TL veya daha fazla,
– Çalışan sayısı 150 kişi veya daha fazla.
Bir şirket, bu üç kriterden en az ikisini art arda iki hesap döneminde sağladığında bağımsız denetime tabi hale gelir. Bu durum, şirketin mali yönetimini daha disiplinli hale getirirken, dış paydaşlar için de güvence oluşturur.
Denetim Süreci ve Şirketlere Etkisi
Bağımsız denetime tabi olan bir şirket, mali tablolarını bir bağımsız denetim kuruluşuna sunar. Denetim firması, Uluslararası Denetim Standartları (ISA) çerçevesinde mali raporları inceler. Sürecin sonunda bir denetim raporu hazırlanır ve bu rapor şirketin paydaşlarıyla paylaşılır.
Bu süreç şirketlere:
– Güvenilirlik kazandırır,
– Yatırım çekmeyi kolaylaştırır,
– İç kontrol sistemlerini iyileştirir,
– Vergi ve hukuki riskleri azaltır,
– Kurumsallaşma yolunda adımlar attırır.
Bağımsız Denetimin Geleceği
Artan saydamlık beklentisi, yatırımcı duyarlılığı ve sürdürülebilirlik kriterleri, bağımsız denetimi sadece zorunluluk olmaktan çıkarıyor. Artık bu süreç, itibarı yönetmenin ve değer yaratmanın da temel araçlarından biri haline geldi.
Bağımsız denetime tabi olmak, şirketler için yalnızca bir yükümlülük değil; aynı zamanda bir fırsattır. Mali disiplin, iç denetim mekanizmalarının gelişimi ve güvenilir bir şirket kimliği inşa etmek için bu sürecin gerekliliği ortadadır. Bu nedenle, sınırda kalan veya büyüme aşamasındaki şirketlerin bağımsız denetim sürecini şimdiden anlaması ve hazırlıklı olması büyük avantaj sağlayacaktır.