Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) Nedir?
Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) Nedir?
Avrupa Birliği’nin son yıllarda iş dünyasına yönelik en köklü reformlarından biri olan Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD), şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) performanslarını daha şeffaf, tutarlı ve denetlenebilir şekilde raporlamasını zorunlu kılıyor. 2022 yılında kabul edilen ve 2024 itibarıyla yürürlüğe giren bu direktif, sadece Avrupa’daki firmaları değil, Avrupa Birliği ile ticaret yapan birçok ülkeyi ve şirketi de yakından ilgilendiriyor.
Önceki raporlama sistemi olan Non-Financial Reporting Directive (NFRD)’nin yetersizlikleri üzerine inşa edilen CSRD, sürdürülebilirlik raporu zorunluluğunu çok daha geniş bir kapsama taşıyor. Peki CSRD nedir, hangi şirketleri etkiler, Türkiye’de ne anlama gelir? Hepsini bu yazıda ele alıyoruz.
CSRD’nin Amacı Nedir?
Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD), şirketlerin çevresel ve toplumsal etkilerini finansal bilgiler kadar önemli kabul eden bir yaklaşımla tasarlandı. Direktifin temel hedefi, yatırımcılar, paydaşlar ve kamuoyu için sürdürülebilirlik verilerini erişilebilir, karşılaştırılabilir ve güvenilir hale getirmektir.
Bu amaç doğrultusunda CSRD:
- Sürdürülebilirlik bilgilerinin şirket faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası olduğunu kabul eder.
- Şeffaflığı ve hesap verilebilirliği artırır.
- Kurumların iklim değişikliği, insan hakları, eşitsizlik, kaynak kullanımı gibi konulardaki sorumluluklarını netleştirir.
Artık sadece “ne kadar kâr ettiniz?” değil, “ne pahasına ettiniz?” sorusu da finansal raporların gündemine oturuyor.
CSRD Kimleri Kapsar?
Yeni sistem, NFRD’den çok daha geniş bir kapsama sahip. CSRD kapsamında raporlama yükümlülüğü bulunan işletmeler şunlardır:
- Halihazırda NFRD kapsamında raporlama yapan büyük şirketler
- AB içinde faaliyet gösteren ve belirli finansal eşiği aşan büyük ölçekli şirketler
- AB dışında olup, AB’de önemli ölçüde faaliyet gösteren çok uluslu şirketler
- Borsaya kote olan KOBİ’ler (2026 itibarıyla bazı istisnalarla birlikte)
CSRD’ye göre bir şirketin “büyük” olarak kabul edilmesi için en az iki koşulu sağlaması gerekir:
- 250’den fazla çalışan
- 40 milyon €’yu aşan net ciro
- 20 milyon €’yu aşan aktif toplamı
Bu eşikler, sürdürülebilirlik raporu zorunluluğu açısından belirleyicidir.
Raporlama Standartları: ESRS Nedir?
CSRD’nin uygulanabilir hale gelmesini sağlayan bir diğer unsur ise Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS)’dir. Peki ESRS nedir?
ESRS, European Financial Reporting Advisory Group (EFRAG) tarafından hazırlanmış ve şirketlerin CSRD’ye uygun olarak rapor sunmalarını sağlayan teknik standartlardır. ESRS ile şirketler, şu başlıklarda detaylı açıklamalar yapmak zorundadır:
- İklim değişikliği ve çevresel etkiler
- Sosyal haklar, çalışan koşulları
- İş etiği, yolsuzlukla mücadele, kurumsal yönetişim
- Tedarik zinciri riskleri ve insan hakları
Çifte Önemlilik (Double Materiality) ilkesi, ESRS’in temelini oluşturur. Bu ilkeye göre şirketler hem faaliyetlerinin çevre ve toplum üzerindeki etkilerini, hem de bu dışsal faktörlerin şirket üzerindeki etkisini değerlendirmek zorundadır.
CSRD ve Türkiye’deki Şirketler
Her ne kadar CSRD, bir AB düzenlemesi olsa da, CSRD Türkiye gündemini de doğrudan etkiliyor. Özellikle Avrupa ile ticari ilişkileri olan Türk şirketleri için CSRD uyumluluğu bir “rekabet avantajı” değil, giderek bir “mevzuat zorunluluğu” haline geliyor.
AB’deki müşterilerine hizmet veya ürün sağlayan Türk şirketleri, bu firmaların tedarik zinciri kapsamında değerlendiriliyor. Bu nedenle, CSRD’ye uyumlu raporlama yapmaları talep edilebiliyor. Bu kapsamda:
- İhracat yapan firmalar
- AB fonlarından yararlanmak isteyen girişimler
- Borsaya açık Türk şirketleri
- Çok uluslu grup şirketlerinin Türkiye’deki iştirakleri
CSRD’ye uyum sağlayan şirketler, yalnızca düzenleyici riskleri yönetmekle kalmaz; yatırımcı güvenini artırır, markalarını küresel pazarda güçlendirir.
Şirketler CSRD’ye Nasıl Hazırlanmalı?
CSRD’ye hazırlık, sadece bir “rapor yazma” işi değildir. Şirketlerin tüm iş yapış biçimlerini, veri toplama altyapılarını ve iç denetim sistemlerini yeniden tasarlamaları gerekir. İşte bu süreci sağlıklı şekilde yürütebilmek için dikkat edilmesi gereken bazı adımlar:
- Farkındalık ve Eğitim: Üst yönetimden saha personeline kadar, sürdürülebilirlik konusunda eğitim programları başlatılmalı.
- Boşluk Analizi (Gap Analysis): Mevcut durum ile CSRD gereklilikleri arasındaki farklar belirlenmeli.
- Veri Yönetimi: ESG verilerinin toplanması, doğrulanması ve izlenmesi için dijital sistemler kurulmalı.
- İç Paydaş Katılımı: Finans, hukuk, insan kaynakları, operasyon gibi birimlerin aktif iş birliği sağlanmalı.
- Profesyonel Danışmanlık: Sürdürülebilirlik raporu hazırlama konusunda uzman bir danışmanlık firması ile çalışılmalı.
CSRD’ye uyumlu rapor hazırlamak, yalnızca yasal bir gerekliliğin yerine getirilmesi değil; şirketin sürdürülebilirlik vizyonunu kamuoyuna aktarma fırsatıdır.
Sonuç: Şeffaflıkla Rekabet Etme Zamanı
CSRD, sadece bir regülasyon değil; iş dünyasının şeffaflık, hesap verebilirlik ve sürdürülebilirlik temelinde yeniden yapılanmasını zorunlu kılan bir çağrıdır. Kurumsal sürdürülebilirlik raporlama direktifi, şirketleri sadece bugünü değil, geleceği de sorumlu bir şekilde tasarlamaya davet ediyor.
Bu süreci başarıyla yöneten şirketler, yeni nesil yatırımcıların, müşterilerin ve çalışanların gözünde “sorumlu marka” statüsünü kazanacak. Çünkü geleceği inşa etmenin yolu, onu doğru raporlamaktan geçiyor.