Asya’dan Avrupa’ya, yeni yıl kutlamalarının tarihi
Aralık ayı, kadim kültürlerden beri çeşitli kutlamaların yapıldığı bir dönem ya da daha doğru bir ifadeyle dönüm noktası olmuştur. Bu ay, dünyanın kuzey yarımküresi için kış sezonunun başlangıcı ve aynı zamanda gün dönümüdür. En uzun gece ve en kısa gün de bu ay içinde gerçekleşir. İşte yine bu ay içinde Avrupa Pagan kültüründe, ölülerin dirileri ziyarete geldiğine inanılır. Onlara hediye vermek, gelen bu ruhlara güzel yerler hazırlamak birer ritüel olarak yerini almıştır.
Bu ayda bir başka önemli kutlama ise 21 Aralık’ta yapılır. Bu tarihte gece ve gündüz, aydınlık ve karanlık arasındaki denge değişmeye başlar. Yani aydınlık ve gündüz en alt seviyeye inip bu tarihten itibaren yükselmeye ve günler uzamaya başlar.
Eski İran’da ise 22 Aralık günü “Güneş Kapısı” olarak adlandırılıyor, bu tarihte en kısa gün ve en uzun gecenin kutlanması yapılıyordu. 22 Aralık, tabiatın uyanması, güneşin karanlık ve kışın karşısındaki zaferi şeklinde kabul edilirdi. Sonraları Güneş Tanrısı Mitra’nın doğum günü de aynı günde kutlanmaya başlandı.
Bu ay içinde gelişen olaylar, dünyanın farklı yerlerinde çeşitli şekillerde semavi dinler öncesinden beri kutlanıyor. Yeni dönemin bereketli geçmesi için dualar ediliyor, adaklar yapılıyor. Germen, Kelt, Türk ve Çin kültürlerinde de bunların yansımalarını görmek mümkün.
Türklerin yeni yılı martta başlar
Türk kültüründe yeni yıl dendiğinde ciddi oranda nevruz kültürüne rastlıyoruz. Türklerde yeni yıl kutlamaları mart ayı içinde yapılıyor. Ancak bununla birlikte aralık ayında da aynen başka kültürlerde olduğu gibi bereket dilemek için kutlamalar yapıldığını biliyoruz. Bunlardan biri de “Nardugan”. Bazı kaynaklarda bu kutlamalar “Gündoğan” adıyla da anılır.
Yeni yıl kutlamalarına tarihte ilk defa hangi dönemde ve medeniyette rastlanır, ağaç süsleme geleneği nereden ve hangi zamandan gelir… Devamı www.icerikfabrikasi.com’da
GSÜ Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Faik Demir’in bu değerli araştırmasının tamamını satın almak için lütfen tıklayın.
Yazar: Doç. Dr. Ali Faik Demir, İçerik Fabrikası