Her gün yeni bir film
Her güne yeni bir film
Mubi ile artık sinema, internetle her an her yerde mümkün! Mubi’yi, bir tür sanal ve uluslararası bir sinematek olarak adlandırılabiliriz. Sitenin kurucusu Efe Çakarel. Tüm dünyada milyonlarca üyesi, arşivindeyse anında izlenebilecek yüzlerce film var. 2,4 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirilen Mubi, her geçen gün gücüne güç katarken, Çakarel de artık sinemanın en etkili aktörleri arasında yer alıyor. Büyük ilgi gören Mubi’yi, Çakarel’den dinliyoruz…
Mubi tam olarak nedir?
Mubi ile sinema dünyasını internet ve teknolojiyle bir araya getiriyoruz.
Türkiyeofisi ne zaman açıldı?
Yaklaşık altı ay önce Türkiye’ye geldik; ofis açtık ve ekibimizi kurduk. Burada 7-8 kişiyiz, toplamda ise 35 kişiyiz. Kapasitesi çok yüksek, yani 35 kişiyle yapamayacağınız şey yok.
Nasıl bir fark yarattınız?
Sinema şu anda sinema salonlarında DVD ve Blue Ray üzerinden ya da televizyon kanallarında seyredilen şekilde ama gittikçe internete kayıyor. Gelecek 10 yılda film seyretme tecrübesi ciddi anlamda DVD ve televizyondan internete kayacak.
Peki, yaptığınız işin nesi yeni?
Bu sadece evde değil, seyahat ederken de olabilecek bir şey. Yani her yerde, istediğiniz filmi izleyebileceksiniz. Çünkü her filmi her yerde izleyemiyorsunuz. Keşke her film, her sinema salonunda her zaman olsa ve biz seyredebilsek ama çok güzel filmler geliyor, çok büyük şehirlerde gösteriliyor, ondan sonra bir daha ulaşamaz oluyorsunuz. Bu yüzden internetten istediğiniz filme, istediğiniz an, istediğiniz yerde ulaşmanız çok büyük bir kolaylık.
Ne gibi?
Mesela Semih Kaplanoğlu’na meraklıysanız ve Adana’da yaşıyorsanız, nasıl seyredeceksiniz “Süt, Bal, Yumurta” üçlemesini. Bu durumda seyredeceğiniz tek yol internet. Hele bir de Buones Aires’te ya da Tokyo’da yaşıyorsanız onlara ulaşmanız mümkün değil. Yine tek ve en kolay yol internet oluyor.
Bu yapımcıları ve sektörü olumsuz etkilemeyecek mi?
Hayır. Ben sektöre yeni bir alan açtığımı düşünüyorum. Bu şekilde sinemanın daha rahat bir hale geldiğine inanıyorum.
Arşivinizdeki filmleri nereden buluyorsunuz?
Yapımcılardan. Vermezse gösteremiyoruz tabii. Biz aldığımız ciroyu yapımcıyla paylaşma bazlı anlaşmalar yapıyoruz ve bu şekilde hak sahipleriyle ilerliyoruz. Tüm dünyada yapımcı ve dağıtımcılarla bu şekilde anlaşmalarımız var.
Filmleri kim seçiyor?
Tabii ki biz seçiyoruz. Bunun için bir ekibimiz var. Aynı zamanda çok fazla data da kullanıyoruz. 5 milyon kişi her gün Mubi’de filmleri arkadaşlarıyla paylaşıyor. Ne izleniyorsa irdeliyoruz ve kendimiz o şekilde seçiyoruz. Bugün Türkiye’de seçtiğimiz filmlerle Brezilya’daki filmler arasında çok büyük farklar var tabii ki.
Kaçı Türk filmi?
Şu anda 5 bin filmimiz var dünya çapında. 40-50 filmimiz Türk. Daha fazla film almamız gerekiyor. Türkiye’de yapımcılar ve distribütörler için internet çok yeni bir dünya. Onlarla bu dünyayı paylaşmamız, bu dünyada gerçekten bu filmlere hayat verebileceğimize inandırmamız gereken bir süreç var önümüzde. Bu sürecin içerisindeyiz şu anda ve her şey çok iyi gidiyor.
Yerlilerden kimler var? Mesela Nuri Bilge Ceylan var mı?
Evet var ve Nuri Bilge Ceylan’ı hem Türkiye’de hem Brezilya’da gösteriyoruz. Çok müthiş bir yönetmen ve çok güzel filmleri var.
Metin Erksan imzalı “Susuz Yaz” da var…
Evet Susuz Yaz da var ve Martin Scorsese liderliğinde arşivimizde yer alıyor. World Cinema Foundation en önemli filmleri alıp restore ettiği ve dünyaya tanıttığı bir organizasyon. Susuz Yaz da bunun eseri.
Martin Scorseses’in yakın arkadaşınız olduğu doğru mu?
Evet tanıdığımız ve aynı zamanda partnerimiz. Ve onun seçtiği Susuz Yaz’ı da büyük bir keyifle paylaşıyorum. “Dünyadaki en önemli” dedikleri filmlerden bir tanesi.