Gençlik küreselleşiyor
Küresel çapta ahlaki sorun ve ikilemler üzerine dünya genelinde bir kompozisyon yarışması düzenleyen Bruce Jentleson, kökten problemlerin çözümünde gençlere kulak verilmesini savunuyor.
Eğer dış basını takip eden birisiyseniz kanallar arasında gezinirken, dünyanın herhangi bir yerinde meydanlara doluşarak eylem yapan gençlere rastlama ihtimaliniz çok yüksek. Bugüne kadar siyaseti belirleyen bir aktör olarak toplumsal konularda bu kadar etkin görmeye alışık olmadığımız gençler artık her ülkede daha aktif. Kendi aralarında tartışıyorlar, talep ediyorlar ve gerekirse talepleri için mücadele ediyorlar.
Dünya genelinde artan bu eğilime dikkat çeken ünlü araştırmacı Bruce Jentleson, küresel sorunların çözümünde gençlere kulak verilmesi gerektiğini savunuyor. Yetişkinlerin tutucu karakterinin, dünyanın geleceğini ilgilendiren bazı konularda tek başına çözüm üretemeyeceğini savunan Jentleson bu tezini yakın bir zamanda yaptığı bir araştırmaya dayandırıyor.
Farklı ülkelerden 160 gencin katıldığı online bir kompozisyon yarışması düzenleyen ünlü araştırmacı, katılımcılara şu soruyu sordu: “Yerkürenin yüzleşmek zorunda olduğu en büyük ahlaki sorun ya da ikilem nedir?” Bu soruya gelen cevaplarsa gerçekten ufuk açıcı.
Araştırmada Hindistanlı bir genç verdiği cevapta, tüketim çılgınlığına dikkat çekerek “şaşalı şeyleri biriktiriyor ve onları yuvalarımızda saklıyoruz” diyor. Genç kız, herkesin ihtiyacının karşılanabileceğini ama hiç kimsenin açgözlülüğün tam olarak tatmin edilemeyeceğini belirterek sürdürülebilirliğin gelecek toplum tasarımın ana teması olması gerektiğini ifade ediyor. Araştırmaya Filipinler’den katılan 16 yaşındaki bir genç ise, birçok yoksul ailenin çok fazla insanın karnını doyurmakla yükümlü olduğunu hatırlatıyor. Bu sebeple insanların tehlike altında yaşadığına dikkat çeken genç kız, “uluslararası toplum ve hükümetler kişisel güvenliğimizi sağlayamazsa hangi süreç ve adalet bunu başarabilir?” sorusunu soruyor. Aslında bu örnekleri çoğaltmak daha da mümkün ancak 17 yaşındaki İsveçli bir gencin şu tespiti tüm tartışmayı özetler nitelikte: 21. yüzyılda hiçbir sorun ya da anlaşmazlık kapalı kapılar ardında egemen bir devletin sınırlarıyla çözülemez.
Gençlerin küresel çapta devam eden sorunların çözümü konusuna getirdikleri evrensel yaklaşım, bizi bugüne kadar doğru kabul ettiğimiz geleneksel kavrayışı sorgulamaya itiyor. Uluslararası ilişkilerde kabul görmesi şimdilik zor olsa da insanlar, “gençlerin kurduğu bir dünyada yaşamak nasıl olurdu?” sorusunu sormaktan vazgeçemiyor.