Aralarında ilişki var mı? Dürüstlükle karlılık – Ahlakla iletişim
Farkında mısınız ne kadar çok söz veriyoruz. Verilen sözlerin yerine getirildiğinde anlam ifade ettiğini biliyor muyuz sizce?…
Sözünü tutanlarda dürüstlük-bütünlük, ahlak, erdem, etik, güvenilir olmak ve kişisel disiplin gibi özellikler teşhis ediliyor. İnsan olmak demek istiyorum. İletişimci olarak ağzımızdan çıkanları, kalemden dökülenleri, tuşlardan kayanları kontrol etmediğimizi görmek tahmin edemeyeceğiniz kadar rahatsız ediyor. Sözcük enflasyonunda boğuluyoruz, ne kadar çok konuşur, ne kadar uzun yazarsak, o kadar değerli sanmak asrın hastalığı mıdır?… Öyle olsa gerek; bol keseden söz veriyor, verdiğimiz sözleri tutmak bir yana anımsamakta bile güçlük çekiyoruz.
“Integrity” yönetim literatüründe tartışılan bir kavram. Integrity dilimizde; doğruluk, dürüstlük, bütünlük, tamam olma, sağlamlık ve istikamet gibi birden fazla kelimeyle karşılık buluyor. Literatür tartışmasının ekseninde “integrity”nin “morality” ve “ethics” kavramlarıyla karıştırılması yer tutuyor. Morality, Türkçe’de, ahlak ilmi, ahlak, ahlak doğruluğu… Ethics ise basitçe “etik” olarak karşılık buluyor. Kolay olduğundan herhalde, vara yoka kullanıyoruz. Oysa anlamı, ahlak kuralları, ahlak, iyi nitelikler, güzel huylar diye uzun açıklanabiliyor.
Tartışılan konunun pek çok boyutu ve derinliği mevcut. Ben verilen sözlerin maliyetini merak ediyorum… “Verilen söz” yönetim biliminde bir ölçüm mekanizması olarak değerlendiriliyor. “Promised words”, içerik analizi metodu olarak verilen sözlerin ne ölçüde ve ne şekilde yerine getirildiğinin izlenmesi demek.
Bireyin bütünselliğinin temel göstergesi söylediğini yapmak, sözünde durmak. Bireyin, neticesi saygın olmak anlamına gelen bütüncül insan olması için ağzından çıkanı iyi hesaplaması gerekiyor. İşte bu iletişim. Yalnız istediğini yapmaya devam edip hedef kitlenin anlamasını istediği gibi ifadelere dökmek iletişim değil, olsa olsa manipülasyon olur.
Integrity kavramı iş dünyası üzerinden araştırıldığında ucu performansa dayanıyor. Bütünsellik, sağlamlık, tamam olma hali olmayan işletmelerin performanslarının ve buna bağlı karlılıklarının düşük olduğu gözleniyor. Bütünselliği olan işletmelerde karın yüzde 100 ile yüzde 500 oranında arttığı tespit edilmiş. Yani iyi olmak güzel bir şeymiş, yaşasın! Firmaların bütünselliği konusunda yapılan çalışmalar, yöneticilerin aldıkları kararlar ile uygulamalarında `tutarlılık`, `bütünlük` olguları ile dürüst iş yapma prensiplerine uygunlukları sorgulanıyor. Araştırmacılar “bütünsellik/bütüncül olmak (integrity), bireyin verdiği sözdür, ne bir artısı ne bir eksisi vardır.” Bütüncül olmak ahlak ve etikle karıştırıldığında bizi yanlışa sürükleyebilir. Çünkü, ahlak ve etik, toplumun belirlediği iyi ve kötü davranış kalıplarıyla ilgili iyi ya da kötü olma haline işaret ediyor. Bütüncül olmak (dürüstlük, doğruluk, sağlamlık) integrity, yer çekimi kanunu gibidir, ya vardır ya yoktur. Tartışması olmaz.
Dürüstlük ve bütünlük (integrity) niteliklerine sahip olmayan kişiyle, bu anlayışın olmadığı kurum için “çalışılamaz” tanımı kullanılıyor. Integrity performans kriteri. Olması şart! Problem şu ki, üzerinde derin tartışmalar yapılan bu kavram genel geçer bir bakış açısıyla, “olsa da olur, hatta olsa iyi olur” anlayışıyla yer değiştirmiş görünüyor. Sonunda fiziki ödül olmayan konular, günün şartlarında yeterince alıcı bulamıyor. Oysa yapılan araştırmalar sözünü tutmanın getirisinin kuvvetli olduğunu gösteriyor. Güzel ve olumlu olana inanma ve prim verme ihtiyacımız nedeniyle daha hızlı güven inşa ediyoruz.
İletişim, anlaşılmak; başarılı iletişim yanlış anlaşılmamaktır. Ağzımızı her açtığımızda, toplumsal ahlak ve yasalara uygunluk verdiğimizi, bunun bir yükümlülük olduğunu unutmamak gerek. Tutamayacağımız sözler verirken, bilmediklerimizi biliyormuşçasına aktarırken, söylediklerimizle muhakeme edileceğimizi de aklımızdan çıkarmasak iyi olur değil mi?