İçerik ajansları nasıl çalışır?
(Yazar: İndeks İletişim, İçerik Fabrikası)
Dünya genelindeki büyük şirketlerin tamamı, itibar ve pazarlama yönetiminde başarılı olabilmek için içerik konusunda dışarıdan destek alıyor. İçerik üreten şirketlerse etkin çözümler üretebilmek adına tempolu bir çalışma sürdürüyor. Bu çalışmaların birçok dinamiği var ancak süreci birkaç maddede özetlemek mümkün.
Halkla ilişkiler ve iletişim dünyasında içerik üretmek profesyonellerin en çok danışmanlık hizmeti aldığı servislerden biri. Marka algısı ve kampanya yönetimi konularında en belirleyici öğe, içerik. Editoryal süreçte içerik üretirken sorulması gereken ilk soru, “ben ne biliyorum?” İnsanlara ilginç gelmesini istediğiniz konuların ilk önce sizin ilginizi çekmesi gerekiyor. Bilgi alanlarınızın listesini çıkardığınızda, hangi konuda uzman olduğunuz ve kaliteli içerik üreteceğiniz konusu daha da netleşiyor.
Editoryal sürecin 8 basamağı
İyi kaynaklar bulmak! Web siteleri, bloglar, kitap ve diğer kaynaklar bir konuda hazırlık yaparken elinizin altında bulunmak zorunda. Kaynaklarınız zenginleştikçe çalışmalarınızın ne kadar hızlı ve kolay hale geldiğini görebiliyorsunuz.
Okumak, üstelik her gün. Kendiniz bir çalışmaya başladığınızda, o alandaki diğer kaynakların nasıl yazıldığından habersiz olmamanız mümkün değil. Sadece kaliteli malzemeleri değil, başarısız yayınlara da zaman ayırmak zorundasınız. Daha kalitelisini üretebilmek için, “bunu bu kadar kötü yapan ne?” sorusunu sormak da işin bir parçası.
Saklamak! Bir konu üzerinde çalışırken, elinizdeki veriler açısından eksik noktaları dahi iyi görürsünüz. Bunları not alıp saklarsanız, gelecek sefer elinizde bir başvuru kaynağı olur. İçerik üretmek için işe yarar fikirlere ihtiyacınız var ve bir konuda yazarken en çok işinize yarayacak şey kendi fikirleriniz.
Editoryal paylaşım! Belirli bir alanda uzmanlaşmış bir ekibin üyeleri, birbirinden bağımsız bir etkinlik içine giremezler. Son dönemde okuduklarını paylaşıp, birbirlerinin fikirlerine başvurmaları gerekir. İçerik toplantılarının amacı da haftalık periyotlarla bu fikirleri taze tutmaktır.
Son teslim tarihinden taviz olmaz! Son teslim tarihleri odak ve motivasyon sağlar. Editöryel bir takvimle, son teslim tarihleri belirlendiğinde kimse zincir içinde sorun yaratan halka olmak istemez. İşin zorluğu ve yoğunluğuna göre belirlenen bir zaman aralığı editörü diri tutar.
Asıl iş, yazmak! İşin doğal yapısı gereği yazı yazmak asıl yükümlülük. Bu konuda herkesin kendine ait, farklı bir tarzı var. Yazmayı basit bir ifade aracı olarak görmek gerekiyor. Kendinizin dahi anlamadığı kalıplar veya sözcükler kullanmaya çalışmak sizi anlaşılır kılmıyor. Bu yüzden ifadelerimizi ekonomik ve dikkatli kullanmamız gerekiyor.
Edit edilmemiş bir yazı, bitmemiştir. Bir yazı, kullanılacak mecranın diline göre düzenlenmediğinde tam olarak bitmiş sayılmaz. Yazıların övgüye değil, düzenlemeye ihtiyacı olur. Yazarların egolarından çok, okuyucunun ilgisine odaklanmak her zaman daha önemlidir.