Kaz Dağları’ndan Harvey Nichols’a
(Yazar: Ayşegül Kartal, İçerik Fabrikası)
Bir yılı aşkın süredir, marka yönetimi danışmanlığını yaptığım müşterim muhteşem bir marka hikayesine dönüştü. Üstelik sadece iki yılda! Kaz Dağlarının eteklerinde büyüyen mutlu çocukların hayali, Harvey Nichols’a giren nadir Türkiye markalarından oldu. Reklam ajansı sahiplerinin girişimcilere öğrettiği gibi milyon dolarlar mı harcandı? Hayır! Kurumsallaşma adına dostlar alışverişte görsün misali, pahalı materyaller mi hazırlandı? Hayır!
Popique, Ege Giyim Sanayicileri Derneği kanalıyla bana ulaştığında, marka yönetimi için gerekli olan her şey hazırdı: İnsanlığın bütününe seslenen yaratıcı bir fikir, dürüst üretim, kaliteli ürün ve lüks segmente girebilecek farklı tasarımlar! Yaratıcıları o kadar mütevazıydı ki, hayallerini gerçekleştirmenin mutluluğuyla, ürünlerini yurtdışına satmamı istiyorlardı. Markanın nerelere varabileceğini henüz keşfetmemişlerdi.
Marka yönetiminin en gerekli olduğu an, işte bu an! Marka danışmanı da bu noktada, önemli zaten. Organik Ege pamuğuyla mükemmel üretilmiş, alışılmadık renklerdeki bebek bodylerini kolaylıkla satıp, satış komisyonumla epeyce mutlu olabilirdim. Bu noktada, girişimcinin düşebileceği en büyük tuzaklardan biri, satış kaygısıyla epeyce fiyat düşürüp, e-ticaret kanalları başta olmak üzere, toptan satış kanallarına malı dağıtmak ve en baştan markanın değerini düşürmek olabilirdi. Markanın yaratıcılarından ve sözcüsü Ahmet Talat Karasu, bu konuda bana güvendi, marka yönetiminin direksiyonuna beni de oturttu.
Popique, Markanı yönet, Ayşegül KartalPopique, Markanı yönet, Ayşegül Kartal
Lüks bebek eşyası pazarında en büyük boşluklarımızdan biri, organik bebek giysileri. Popique ile üretimden önce tanışmış olsaydım, pazar araştırması önerir, markayı konumlardık, renkler ve tasarımlar buna göre belirlenirdi. Satış kanalları saptanır ve numunelerle, piyasaya, satın alma direktörlerine sunardık veya koleksiyonu büyütür, corner veya mağazalaşmaya giderdik. Bu arada Popique 0-24 ay için hazırlanmış bir koleksiyon… Popique’in yolun başında olması, Karasu’nun vizyoner yaklaşımı nedeniyle, ürün elimde olmasına rağmen kolaylıkla yol haritasını belirledik. Öncelikle e-ticaret kanallarından malı hemen çektik, fiyatını yükselttik, ürün gerçek değerini buldu ve satış kanallarına yönelik çalışmaya başladık. Benim gözüm Beymen ve Harvey Nichols’daydı, yol arkadaşlarımın da hedeflerini, bu muhteşem perakende zincirlerine çektim.
Türkiye’de girişimcilerle yaşadığım en önemli konu bu, herkes çok mütevazı, kendine ve ürününe inancı az, lüks marka olabileceği aklına bile gelmemiş. Global markalaşma diyeceğime Mars’a git desem, daha inandırıcı oluyor. Allahtan Karasu böyle değildi, Popique’e de, bana da inandı ve yolumuz ilk olarak Beymen’le buluştu. Beymen bebekleri İstinyepark, Akmerkez ve Zorlu Center’da, Popique ile tanıştı, bu serüven hala devam ediyor.
Ardından Popique yine lüks çocuk giyim perakendesi zinciri B&G Store’lara girerek, marka tecrübesini artırdı. İstanbul’un yanısıra Ankara, İzmir, Bursa’nın lüks AVM’lerinde, yerini aldı. Marka yönetimine dair önerilerimi söyledikten sonra işimi bırakmadım, tüm bu satış kanallarını oluşturdum. Yine Türkiye’ye özgü bir sistem bu, girişimci, danışmana çok güveniyorsa, operasyonu da yürütmesini istiyor. Ben de yıllar içinde alıştım bu duruma, operasyonu da yaparak, marka sahibinin markasına daha fazla güvenmesini sağlıyorum, hoşuma gidiyor.
Popique, Markanı yönet, Ayşegül KartalPopique, Markanı yönet, Ayşegül Kartal
Popique’in bu arada, kendi web sitesi satışları da devam etti. Ama marka hız kesmiyordu, satışlar artarken, ana hedefim olan Harvey Nicholas’a başvurdum. Dünyanın en tatlı satın alma direktörü de bana rastladı: Dilek Demirpençe. Markayı ciddi bir şekilde inceledi, markaya inandı ve Popique, Harvey Nichols’ta, Armani, Dior ürünlerinin yanında hak ettiği yerde yerini aldı.
Popique, çok yakında, sağlam adımlarla, daha bilinir ve global bir marka olacak, ben buna yürekten inanıyorum. Birlikte çalıştığım müşterilerimin hikayelerini izin verdikleri ölçüde sizinle paylaşacağım. Çünkü sizden şunu istiyorum:
- İster bireysel olsun ister kurumsal; hayallerinize, kendinize, markanıza güvenin ve değer verin.
- İnsanlığa, doğaya, dünyaya fayda sağlayan markalar yaratın.
- Samimi, içten, bilgili, istikrarlı,sabırlı,çalışkan, adil, analitik olun.
- Marka yönetimine üretimden önce başlayın.
- Herşeyi ben bilirim demeyin, marka yönetimi, satış, pazarlama, finans konularında uzmanlarla, şirketlerle çalışın.
- Birlikte yaratıma inanın.
- Dürüst üretim yapın veya üreticinizi iyi kontrol edin.
- Fiyat kırarak, marka olma hevesine kapılmayın.
- Düzgün bir iş planı yapın, bu yol haritası size güven verecektir.
- Markanın hak ettiği satış kanallarına yönelin.
- “Reklam yapar, 2 mağaza açar, marka olurum” demeyin, batarsınız.
- Pazarı iyi analiz edin, konu ne olursa olsun, tasarıma, AR-GE’ye, bilişime özen gösterin.
- Eski usul satış, pazarlama modellerini kullanmayı bırakın.
- Ölçemediğiniz hiçbir işe girmeyin. Ölçülmeyecek çalışma yoktur.